8 Mayıs 2012 Salı

Neden hâlâ olmadığına inanmak istemiyorum ?

Abim...Çektiğin acılardan kurtulduğunu bilmek bile mutlu etmiyor beni..kendi savaşların uğruna yaşayamadın ya ona yanıyorum. ve bir kez daha lanet ediyorum canımı benden alan toprağa götüren çernobile ve senin gidişine ve seninki gibi gidişlere sebep olanlara..

Doyamadık Kazım Abi sana..Haziranda ölmek zor Kazım Abi..Sen gittiğinden beri içimizdeki hırçın çocuk hep ağlıyor, içimizdeki karadeniz hep durgun..

kumral bir çocuğun
yaz öyküsü bu
şarkılarla geçtim aranızdan
yalnızlar gibi susup uzun uzun
terk ediyorum bu kenti
ah bir aşk gibi

şarkılar bir çığlığa sığınmaksa şimdi
sonsuz bir yangın gibi
sevmesem öyle kolay çekip gitmek
yaralı bir kuş gibi

Seni özlüyoruz hem de çok..Kimse benzemeyecek sana ama bilerek isteyerek ama istemeden...Şimdi de karadeniz müziği yapıyor DENİZİN ÇOCUKLARI tıpkı senin gibi...

Senin kadar sevemedik Kazım Abim...Senin adın geçiyor bir yerlerde, resmin çiziliyor bir yerlerde...Ruhun eksik ya hani doyamıyoruz şarkılarına da... Niyazi'yi, Selim' i, Harun' u, Mahmut abiyi emanet ettin bize senin gibi seviyoruz onları da, onlara bakınca seni görüyoruz...

Doymuyoruz ama...Kanser konserine engel olmadı biliyoruz saçların döküldü diye biz de kazıttık saçlarımızı..Sana bakınca seni değil kendimizi de gördük senin yüzünde...

Hiç kimse senin kadar güzel söyleyemez "bir hicaz şeyettırelim mi" diye başladığın "Divane Aşık Gibi" türküsünü...

Binlerce nükleer cinayetinden biri oldun sen de...

Demiştin ya hani;

"Bu arada;

hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne,

günün karanlık saatlerine,

ara sıra kopsa da fırtınalara,

bir gün boğulacağımız denizlere,

eski günlere,

neler olacağını bilmesek de geleceğe,

kötülüklerle dolu olsa bile tarihe,

tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara,

donkişotlar 'a,

ateş hırsızlarına,

ernesto "Çe" guevara'ya,

yollara-yolculuklara,

sevgililere,

sevişmelere,

sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara,

üşürken ısınmalara,

her şeyden sıcak annelere, babalara

ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz.

kötü şeyler gördük.

savaşlar,

katliamlar,

ölen-öldürülen çocuklar gördük

kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük.

yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük.

yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük.

biz de öldük.

ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

Teşekkürler dünya."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder